Kleopatra, tarihin en meşhur ve etken hanımlarından bir tanesiydi. MÖ 305’ten MÖ 305’e kadar Mısır’ı yöneten Ptolemaios hanedanının son etken hükümdarıydı. Kleopatra güzelliği, zekası ve politik becerileriyle tanınıyordu. Hem antik bununla beraber çağıl birçok sanat eserinin mevzusu olmuştur.
Antik Mısırlı sanatçılar Kleopatra’yı muhtelif şekillerde tasvir ettiler. Birtakım resimler onu genç ve güzel bir bayan olarak gösterirken, ötekiler onu kuvvetli bir hükümdar olarak gösteriyor. Çoğu zaman heybetli mücevherler ve giysiler giymiş olarak tasvir ediliyor. Birtakım resimler onu kocası Mark Antony ile gösterirken, ötekiler onu çocuklarıyla gösteriyor.
Çağıl sanatçılar da Kleopatra’dan büyülenmiştir. Resimlerde, heykellerde ve öteki sanat eserlerinde tasvir edilmiştir. Kleopatra’nın birtakım çağıl tasvirleri güzelliğine ve cinselliğine odaklanırken, ötekiler siyasal gücüne odaklanır.
Kleopatra’nın imgesi yüzyıllardır popüler kültürde kullanılmıştır. Filmlerde, tv programlarında, kitaplarda ve öteki medyada yer verilmiştir. Çoğu zaman baştan çıkarıcı ve tehlikeli bir bayan olarak tasvir edilmiştir.
Kleopatra’nın mirası kompleks ve tartışmalıdır. Kuvvetli bir hükümdar, olağanüstü bir güzellik ve acıklı bir figür olarak hatırlanır. Hikayesi bugün bile insanları büyülemeye devam ediyor.
Antet | Yanıt |
---|---|
Kleopatra | Antik Mısır’ın Son Firavunu |
Antik Mısır | Kuzeydoğu Afrika’daki uygarlık |
Firavun | Antik Mısır’ın kralı ya da kraliçesi |
Kraliçe | Bayan hükümdar |
Sanat | Görsel, işitsel ya da dokunsal kompozisyonların insan tarafınca yaratılması |
II. Kleopatra’nın Yaşamı ve Saltanatı
Kleopatra, MÖ 69’da Mısır kralı Ptolemy XII Auletes’in kızı olarak hayata merhaba dedi. Sekiz çocuğundan yedincisiydi. Kleopatra’nın anası bilinmiyor sadece Ptolemy XII’nin Yunan cariyesi olabileceği düşünülüyor.
Kleopatra’nın babası sıska ve nötr bir yöneticiydi ve MÖ 51’de öldüğünde Mısır gerileme halindeydi. Kleopatra ve ufak kardeşi Ptolemy XIII, Mısır’ın eş yöneticileri olarak adlandırıldı. Sadece, iki kardeş yakın zamanda anlaşmazlığa düştü ve Kleopatra MÖ 48’de Mısır’dan kaçmak mecburiyetinde bırakıldı.
Kleopatra, MÖ 47’de Romalı general Julius Sezar’ın desteğiyle Mısır’a döndü. O ve Sezar sevgili oldular ve Sezar, Kleopatra’nın kardeşini devirmesine ve Mısır’ın tek hükümdarı bulunmasına yardım etti.
Sezar’ın MÖ 44’teki ölümünden sonrasında Kleopatra, bir öteki Roma generali olan Mark Antony ile ittifak kurdu. Antony ve Kleopatra’nın Alexander Helios isminde bir oğlanları oldu ve Mısır’ı beraber yönettiler. Sadece ilişkileri bozuldu ve Antony, MÖ 31’de Actium Muharebesi’nde geleceğin imparatoru Augustus Octavian tarafınca yenildi.
Kleopatra ve Antonius, Octavian tarafınca yakalanmaktansa M.Ö.’de intihar ettiler. Onların ölmesiyle Mısır bir Roma eyaleti oldu.
III. Kleopatra’nın Büyüsü
Kleopatra güzelliğiyle ünlüydü ve bunun siyasal başarısının sebeplerinden biri olduğu söyleniyordu. Sanatta çoğu zaman koyu saçlı, iri gözlü ve ince yapılı güzel bir bayan olarak tasvir edilir. Sadece Kleopatra’nın görünümüne dair emin bir izahat yoktur ve değişik sanatçılar onu muhtelif şekillerde tasvir etmiştir.
Kleopatra ile ilişkilendirilen en yaygın fizyolojik özelliklerden bazıları şunlardır:
- Koyu saç
- Büyük gözler
- İnce vücut
- Nefes cilt
- Dolgun dudaklar
- Kuvvetli bir burun
Kleopatra’nın ek olarak onu kendi zamanının öteki hanımlarından ayıran bir takım ayırt edici özelliği vardı. Bunlar şunları içeriyordu:
- Yüksek alın
- Uzun boyun
- Bariz bir çene
- Minik bir ağız
- Sol yanağında bir gamze var
Kleopatra’nın güzelliği politik durumlarda çoğunlukla avantajına kullanılırdı. Görünüşünü düşmanlarını büyülemek ve baştan çıkarmak için kullandığı bilinirdi ve çoğunlukla aleni saçık giysiler ve mücevherler giyerek halk içinde görünürdü. Güzelliği ek olarak kraliçe olmaya layık güzel ve arzulanan bir bayan olarak görüldüğü için yönetimini meşrulaştırmak için de kullanılırdı.
IV. Kleopatra’nın Sanat içerikli Temsilleri
Kleopatra yüzyıllardır sanatta tasvir edilmiştir ve imgesi muhtelif mesajlar iletmek için kullanılmıştır. Birtakım sanat eserlerinde güzel ve baştan çıkarıcı bir bayan olarak tasvir edilirken, diğerlerinde kuvvetli ve parlak zeka bir idare edici olarak gösterilmiştir. İmgesi ek olarak Mısır’ı temsil etmek ve antik dünyanın sırlarını ve egzotizmini andırmak için kullanılmıştır.
Kleopatra’yı tasvir eden en meşhur sanat eserlerinden bazıları şunlardır:
- Ölmekte Olan Kleopatra, Jean-Antoine Houdon (1805)
- Kleopatra, Guido Reni (1640)
- Antonio Canova’nın Kleopatra VII (1812)
- Kleopatra, Lawrence Alma-Tadema (1888)
- Kleopatra, Boris Vallejo (1992)
Bu sanat eserleri, Kleopatra’nın zamanla değişik kültürler ve sanatçılar tarafınca iyi mi görüldüğüne dair bir bakış sunuyor. Ek olarak, güzellik ve kadınlığın değişen ideallerinin görsel bir kaydını da sağlıyorlar.
III. Kleopatra’nın Büyüsü
Kleopatra, efsanevi olduğu söylenen güzelliğiyle ünlüydü. Nefes tende, koyu saçlı ve iri, badem gibi gözlere haiz olduğu anlatılıyordu. Ek olarak fazlaca parlak zeka ve cazibeli olduğu söyleniyordu ve güzelliğini ve zekasını siyasal kariyerinde büyük bir tesir yaratmak için kullanmıştı.
Kleopatra’nın güzelliği yüzyıllardır sanatta tasvir edilmiştir. Güzel, baştan çıkarıcı bir bayan olarak tasvir edilmiştir ve imajı parfümden mücevhere kadar her şeyi satmak için kullanılmıştır.
Kleopatra’nın güzelliği, başarısına katkıda bulunan birçok faktörden bir tanesiydi. Kuvvetli erkekleri cezbetmek için güzelliğini kullanabiliyordu ve onları manipüle etmek için zekasını kullanıyordu. Politik entrikaların ustasıydı ve politik hedeflerine ulaşmak için güzelliğini ve zekasını kullanabiliyordu.
Kleopatra’nın güzelliği bugün bile hayranlık uyandırıyor ve kendisi tarihin en güzel hanımlarından biri olarak kabul ediliyor.
VI. Popüler Kültürde Kleopatra
Kleopatra yüzyıllardır popüler kültürde popüler bir figür olmuştur. Oyunlarda, romanlarda, filmlerde ve tv şovlarında yer verilmiştir. Kleopatra’nın en meşhur tasvirlerinden bazıları şunlardır:
- William Shakespeare’in oyunu Antonius ve Kleopatra (1606)
- George Bernard Shaw’un oyunu Kleopatra (1901)
- 1963 filmi KleopatraElizabeth Taylor ve Richard Burton’ın başrol oynadığı
- 2002 filmi Asteriks ve KleopatraMonica Bellucci ve Gérard Depardieu’nun başrol oynadığı
- 2018 tv dizisi Kleopatrabaşrollerinde Cleopatra Coleman ve Joel Fry yer ediniyor
Kleopatra’nın popüler kültürdeki popülaritesi kısmen güzelliğinden, zekasından ve siyasal gücünden meydana gelmektedir. Ek olarak hanımefendi güçlenmesinin ve kuvvetinin bir sembolü olarak görülmektedir.
VII. Kleopatra’nın Ölümü ve Gömülmesi
Kleopatra, MÖ 12 Ağustos’ta, Octavian tarafınca Actium Muharebesi’nde yenilmesinin arkasından intihar ederek öldü. Zehirli bir yılan ısırığı alarak ya da cildine zehirli bir merhem sürerek intihar etmiş olduğu söylenir.
Ölümünden sonrasında Kleopatra’nın bedeni İskenderiye’ye götürüldü ve İsis Tapınağı’nın yakınındaki bir mezara gömüldü. Mezarı hiç bir süre bulunamadı, sadece onu bulmak için birçok girişimde bulunulmuş oldu.
Kleopatra’nın ölümü antik dünyada derin bir tesir yarattı. Güzellik, güç ve zekanın sembolü olarak görülüyordu ve ölümü Ptolemaios hanedanının sonunu ve Mısır’da Roma yönetiminin başlangıcını işaret ediyordu.
Kleopatra’nın Mezarı
Kleopatra’nın mezarı hiç bir süre bulunamadı ve yeri antik Mısır’ın en büyük gizemlerinden biridir. Mezarının nerede olabileceğine dair bir takım kuram vardır, sadece hiçbiri emin olarak kanıtlanmamıştır.
Bir teoriye bakılırsa Kleopatra’nın mezarı, şehrin şark ucunda bulunan İskenderiye Kraliyet Nekropolü’nde yer almıştır. Bu nekropol, Kleopatra’nın babası Ptolemy XII Auletes de dahil olmak suretiyle birçok Ptolemaios kralı ve kraliçesinin gömüldüğü yerdi. Sadece, Kraliyet Nekropolü yüzyıllar süresince kapsamlı bir halde yağmalanmıştır ve Kleopatra’nın mezarının uzun süre ilkin yok edilmiş ya da soyulmuş olması mümkündür.
Başka bir teoriye bakılırsa ise Kleopatra’nın mezarı Nil Nehri’nin batı kıyısında bulunan Krallar Vadisi’nde yer almıştır. Krallar Vadisi, Tutankhamun da dahil olmak suretiyle Yeni Krallık krallarının ve kraliçelerinin çoğunun gömüldüğü yerdi. Sadece Krallar Vadisi kapsamlı bir halde kazılmıştır ve Kleopatra’ya ilişkin olduğu açıkça belirlenen bir kabir bulunamamıştır.
Kleopatra’nın mezarının tamamen başka bir yerde olması da mümkündür. Birtakım akademisyenler mezarının Sina Yarımadası’nda ya da hatta Roma’da olabileceğini öne sürmüşlerdir. Sadece bu teorilerden herhangi birini destekleyecek hiç bir delil yoktur.
Kleopatra’nın mezarının gizemi, akademisyenleri ve arkeologları büyülemeye devam ediyor. Mezarı bulunursa, tarihin en meşhur hanımlarından birine yeni fer tutacak büyük bir arkeolojik bulgu olacaktır.
IX. Kleopatra’nın DNA’sı
Kleopatra’nın DNA’sı fazlaca fazla vurgunculuk ve irdelemenin mevzusu olmuştur. 1994’te Dr. Zahi Hawass liderliğindeki bir bilim adamları kadrosu, Kleopatra olduğuna inanılan bir mumyadan DNA’yı başarıyla çıkardıklarını duyurdu. Sadece bu çalışmanın neticeleri ondan sonra DNA’nın Kleopatra’ya değil başka bir hanıma ilişkin bulunduğunu öne devam eden öteki bilim adamları tarafınca tartışıldı.
2012 senesinde, Kleopatra’nın DNA’sını emin olarak tanımladığını iddia eden yeni bir emek verme gösterildi. Bu emek verme, Zürih Üniversitesi’nden Dr. Albert Zink liderliğindeki bir bilim adamları kadrosu tarafınca yürütüldü. Bilim adamları, Kleopatra ile aynı mezara gömülen genç bir kadının mumyasından DNA çıkarmak için yeni bir teknik kullandılar. Bu çalışmanın neticeleri, kadının Kleopatra’nın babası XII. Ptolemy ile akraba bulunduğunu gösterdi. Bu, kadının ya Kleopatra’nın kendisi yahut yakın bir akrabası bulunduğunu düşündürüyor.
Kleopatra’nın DNA’sının keşfi, onun yaşamını ve saltanatını anlamamız açısından mühim çıkarımlara haizdir. Tarihin en meşhur hanımlarından biriyle genetik bir bağ kurmamızı sağlar. Ek olarak, onun sağlığını ve beslenmesini incelememize ve aile geçmişi ile alakalı daha çok şey öğrenmemize imkan tanır.
Sadece, Kleopatra’nın DNA’sının keşfi birtakım tartışmalarla da karşılandı. Birtakım insanoğlu zamanı bir figürün DNA’sını incelemenin ahlaki olmadığını savundu. Ötekiler ise yürütülen çalışmaların sonuçlarının doğruluğunu sorguladı.
Tartışmalara karşın, Kleopatra’nın DNA’sının keşfi mühim bir ilmi başarıdır. Tarihin en büyüleyici hanımlarından biri ile alakalı daha çok şey öğrenmek için bizlere benzeri olmayan bir fırsat sunar.
S1: Kleopatra’nın güzellik sırrı neydi?
C1: Bu soruya emin bir yanıt yoktur, bundan dolayı Kleopatra’nın güzelliği muhtemelen genetiği, beslenmesi ve bakım alışkanlıkları şeklinde faktörlerin birleşiminin bir sonucudur. Sadece, Kleopatra’ya atfedilen en yaygın güzellik sırlarından bazıları şunlardır:
- Cildini yumuşatmak için süt banyosu kullanıyor
- Saçlarına sıhhatli ve parlak kalması için bal, zeytinyağı ve balmumu karışımı uygulayın
- Gözlerini ve dudaklarını çerçevelemek için sürme kullanıyor
- Saçlarına ve tırnaklarına kına sürüyor
S2: Kleopatra iyi mi öldü?
C2: Kleopatra’nın ölmesiyle alakalı birçok değişik ifade vardır, sadece en yaygın olanı, zehirli bir yılanı ısırarak ya da cildine zehirli bir merhem sürerek intihar ettiğidir.
S3: Kleopatra’nın mezarı nerededir?
C3: Kleopatra’nın mezarı asla bulunamadı ve var olup olmadığı hikayesinde birtakım tartışmalar var. Sadece, nerede olabileceğine dair bir takım kuram var, bunlar içinde şunlar yer ediniyor:
- İskenderiye’deki Kraliyet Mezarlığı
- Philae’deki İsis Tapınağı
- Taposiris Tapınağı Yürüyüşü
0 Yorum